Bazen kafama böyle anlamsız sorular geliyor morgadaki cesetler ne hisseder hissetmek sadece duygulardan mı ibaret algılarımız olmasaydı var olur muyduk sizce ölülerde bir seyler hissediyor mudur? Bir filimde görmüstüm ölülerde onların kendi tanımlayabileceği farklı şeyleri hissediyorlar tabii buna hissetmek denirse
Varoluşun sırlarının kuytularında dolaşırken, ölümün eşiğindeki cesetlerin hissedip hissedemeyeceği sorusu, insanın en derin düşüncelerini uyandıran bir gizemdir. Şu bilinçli varlıkların, ölümün ardından da izlerini sürüp sürmediği, evrenin esrarlı perdesinin ardındaki belki de en zorlu ve çekici sorulardan biridir.
Ruhun sonsuzluğu hakkındaki kimi düşünceler, bizi farklı boyutlara ve başka bir gerçekliğe davet eder. Yaşamın sona erdiği andan sonra, ruhun bir başka formda veya ruhani bir düzlemde var olabileceği fikri, insanın varoluşsal derinliklerine doğru bir yolculuktur.
Ancak, bu düşünceler, kendi içinde sonsuzluğun büyüsünü taşırken, bilincin doğasının gerçek tabiatını ortaya koymak için somut kanıtlardan yoksundur. Varoluşun perdesinin ardındaki gerçekleri aydınlatmak, insanın sonsuz keşif arzusunu sürekli körükleyen büyülü bir ödevdir.
Her ne kadar spekülasyonlar ve kurgusal yaratılar, insanın hayal dünyasını beslemeye yetse de, gerçeklikte bilinçsiz bir bedenin hissedebileceği bir dünya, bilimsel bilgilerimizin dışında kalan gizemli bir diyar olarak kalır.
Bu yüzden, felsefe, insanoğlunun bilinmezliklerle dans ettiği bir sanat gibidir. Bilinç, bilim, din ve sanat, insanın varoluşsal keşiflerinin aydınlattığı yollardır. Biz, karanlıkta yürüdüğümüzü düşünsek de, belki de bilinmezliklerin ışığında adım atıyoruz.
Kısaca ölülerin hissedip hissedemeyeceği sorusu, bilincin sırlarının ve varoluşun muammalarının en derinlerinde gizlenen evrensel bir düşüncedir. Bu büyülü sorular, insanın ruhunu besleyen, ona anlam ve mana katmaya çalışan bir felsefi yolculuktur. Felsefe, bilinmezliğin cazibesiyle sarılan insanın sonsuz keşif arzusunun içinde yankılanan bir şarkıdır.
Kaynak: Batman